Başkanımız Ali Y. Koç’un Yüksek Divan Kurulu Temmuz Ayı Olağan Toplantısında yaptığı açıklamaların tamamı şöyle:
‘’Değerli Divan Kurulu üyelerimiz, Yüksek Divan Kurulu Başkanımız ve kurulu, bizleri televizyonu başından izleyen taraftarlarımız ve Sayın Başkanımız Aziz Yıldırım, yıllarca Fenerbahçemize hizmet etmiş yöneticilerimiz hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
SADECE KENDİ SPORCULARIMIZLA DEĞİL TÜM KAFİLEYLE GURUR DUYUYORUZ. ALLAH ONLARIN YOLLARINI AÇIK ETSİN, ŞANSLARI BOL OLSUN VE İNŞALLAH PARİS’TEN MÜMKÜN OLAN EN YÜKSEK MADALYA SAYISIYLA DÖNERLER
Evet, olağan temmuz ayı YDK toplantımız çok anlamlı bir tarihe rastladı. Çok uzatmayacağım hem videolar, hem konuşanlar hem de Genel Sekreterimizin konuşmasında olimpiyatlara katılımda gösterdiğimiz başarı dillendirildi. Hepimiz gurur duyuyoruz, iftihar ediyoruz. Sadece kendi sporcularımızla değil tüm kafileyle gurur duyuyoruz. Allah onların yollarını açık etsin, şansları bol olsun ve inşallah Paris’ten mümkün olan en yüksek madalya sayısıyla dönerler. Çünkü ülkemiz bunu hak ediyor. Bu sporcuları yetiştiren kulüplere, onlara hakkını veren medya mensuplarına, kanallara ve gazetelere özellikle teşekkür etmek istiyorum.
BELKİ 27 SPORCU BAŞKA KULÜPLERDEN GİTSE DAHA RAHAT TEŞEKKÜR EDERLERDİ
Çünkü biliyorsunuz belli bir yerler bu ekonomik şartlarda bu sporcuları yetiştirenlere hakkını vermeye, tebrik ve teşekkür etmeye imtina ediyorlar ne hikmetse. Belki 27 sporcu başka kulüplerden gitse daha rahat teşekkür ederlerdi. Ama hakkımızı verenlere, bunu başarmamızı sağlayan sponsorlarımıza özellikle voleybol takımımızdan 5 sporcumuz gitti, Opet’e teşekkür ediyorum. Yelkende 8 kotanın 7’si Fenerbahçe’den, yıllardır sponsorumuz olan Doğuş Grubu’na teşekkür etmek istiyorum. Diğer olimpik branşlarımızın üç yıldır sponsoru olan Tüpraş’a da teşekkür ediyorum. Sizlerin sayesinde bunlar gerçekleştirmiştir. Fikret Çetinkaya’nın huzurunda da tüm şube kaptanlarımızın ve çalışanlarımızın emekleri için camiamız adına teşekkür etmek istiyorum.
AZİZ BAŞKANIN DA BURADA OLMASI ÇOK ÖNEMLİ ÇÜNKÜ FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ’NE ‘DÜNYANIN EN BÜYÜK SPOR KULÜBÜ’ VİZYONUNU O YERLEŞTİRDİ
Ve tabii ki, aslında anlamlı bir tarih dedim dün olimpiyatlar başladı. Ayrıca Aziz Başkanın da burada olması çok önemli çünkü Fenerbahçe Spor Kulübü’ne ‘Dünyanın En Büyük Spor Kulübü’ vizyonunu o yerleştirdi. Daha evvelde ifade ettim, bizden önceki başkanımız ve yöneticilerimiz yerleştirdi bizlerde elimizden geldiğince bu şartlarda devam ettirmeye çalışıyoruz ve iyi de bir iş çıkarttığımızı düşünüyorum.
HER ANLAMDA; İŞLEYİŞ ŞEKLİ, KATILIMI, REKABETİN YÖNETİLİŞ ŞEKLİYLE SADECE SPOR KULÜPLERİNE DEĞİL HERKESE ÖRNEK OLACAK SEÇİMLERİ GERİDE BIRAKTIK
Evet, iki tane seçim yaptık. Bir olağanüstü, bir genel kurul; hepsini 2-2,5 aylık süreçte yaptık. Fenerbahçe demokrasisinin herkese örnek olduğunu bir kez daha gösterdik. Hem Yüksek Divan Kurulu Başkanımızın seçiminde hem de kulübümüzün başkanlığı seçiminde zaman zaman renkli ve sert zaman zaman enteresan oldu diyelim. Her anlamda; işleyiş şekli, katılımı, rekabetin yönetiliş şekliyle sadece spor kulüplerine değil herkese örnek olacak seçimleri geride bıraktık. Bu bağlamda seçimlerimizin bu şekilde gerçekleşmesinde katkıda bulunan tüm çalışma arkadaşlarıma, sandıklarda gören yapan kongre üyelerine, Türkiye’nin en büyük katılımlı seçimini gerçekleşmesini sağlayan tüm kongre üyelerine son olarak seçimi yöneten Vefa Başkan ve heyetine camiamız adına teşekkür etmek istiyorum. %93 aidat ödeme dernekler için olağanüstü bir rakamdır. Ne kadar farkındasınızdır bilmiyorum ama ayrıca da kongre üyelerimize aidatlarını ödedikleri için teşekkür etmek istiyorum.
Evet, bu seçimler geride kaldı. Bu seçimi kim kazanırsa kazansın ‘inşallah Fenerbahçe kazanır’ demiştim ve gerçekten de Fenerbahçe kazandı. O son gün camiamızın arzu ettiği, istenilen tablo sonrasında sizlerin bu durumdan mutlu olmaları, memnuniyetleri bugün burada kürsüye çıkan YDK üyelerimizin değinmesi, eksik parçaların tamamlanmasını bekliyorduk ve öyle de oldu. Evet, artık enerjimizi birbirimize değil, rekabete ve çubuklunun başarısı için harcama vakti çoktan geldi-geçmişti, bu havayı sağladığınız için özellikle ben ve yönetim kurulu arkadaşlarım ama daha önemlisi sizlerin bu kadar mutlu olduğunu görmek, Fenerbahçe’nin daha güçlendiği memnuniyetini ifade ettiğinizi görmek bizler için çok büyük bir mutluluk kaynağıdır.
BAŞKANIMIZ AZİZ YILDIRIM’A VE ARKADAŞLARINA ÖZELLİKLE TEŞEKKÜR ETMEK İSTİYORUM
Sayın Aziz Yıldırım’ın mevcudiyeti, Fenerbahçe Yönetim Kurulu’nda kim olursa olsun, Başkanı kim olursa olsun ona omuz vermesi, sahiplenmesi Fenerbahçe’yi büyük bir rekabet avantajı kazandırır ve bunu da ilerleyen günlerde hep beraber deneyimleyeceğiz, göreceğiz ve yaşayacağız. Onun için bugün bizlerle burada olduğu için de Başkanımız Aziz Yıldırım’a ve arkadaşlarına özellikle teşekkür etmek istiyorum.
BİR İTTİFAK VE İSYAN EDENLER KAZANDI. ADALET İSTEYENLERİN, HAKLI REKABET İSTEYENLERİN, DEMOKRASİYE İNANANLARIN, SEÇİM SÜRECİNDE TEHDİT EDİLENLERİN VE BASKI ALTINA ALINANLARIN İSYANLARI, ESKİ YÖNETİM İLE FUTBOLUN BİR ADIM İLERİ GİTMEYECEĞİNİ İNANANLARIN BİRLİK VE BERABERLİĞİ KAZANDI
Türkiye Futbol Federasyonu seçimleri, ben aslında diyeceğimi o gün kürsüde söyledim. Birkaç arkadaşımız bugün kürsüde çıkıp bu konuya değindiği için bir kez daha konuşacağım. Şimdi öncelikle kim kazandı, bu çok önemli. Bir ittifak ve isyan edenler kazandı. Adalet isteyenlerin, haklı rekabet isteyenlerin, demokrasiye inananların, seçim sürecinde tehdit edilenlerin ve baskı altına alınanların isyanları, eski yönetim ile futbolun bir adım ileri gitmeyeceğini inananların birlik ve beraberliği kazandı arkadaşlar. Bu seçim sürecinin nasıl yaşandığını hepimiz biliyoruz, sonucu pek çok yer için sürpriz oldu ama bu sonuçla çorbada pek çok birbirinden farklı, insanların, düşüncelerin, bilgilerin birleştiği bir ittifak kazandı. Bu ittifak kendinden mi oldu? Öyle planlanmış, programlanmış bir ittifak olmadı. Ama bu seçim sonuçlarının Türkiye’de ileriye dönük olarak ve futbol paydaşlarının özgür olmasını, bağımsız olmasını ne kadar istediğinin de bence bir çıktısı olarak algılayabiliriz.
BİZ ÖZGÜR VE BAĞIMSIZ FUTBOL İSTİYORUZ
Futbol özgür olmalı, bağımsız olmalı derken ne diyorum? Çünkü bazen diyorlar ki devletten vergi indirimi istiyorsunuz, yapılandırma istiyorsunuz, onu istiyorsunuz….Evet, istiyoruz. Türkiye sporda dünya çapında bir ülke olacaksa tabii ki devletin çorbada tuzu olacak, en büyük payı olacak ama biz sahadaki rekabette siyasetin eli olmaması istiyoruz. Kurulların oluşumunda özellikle adalet dağıtacak kurulların liyakat bazlı seçimlerle olmasını istiyoruz. Bir kulübün tahtası kapandığı zaman sihirli bir elin değmesini istemiyoruz. Çünkü bir diğer kulübün tahtası kapandığı zaman o sihirli eller onlarda yoksa rekabet dezavantajı yaşatıyor ama futbol ekonomisi ne yazık ki, bir daha söyleyeyim. Bir sürü şey söyleyebilirim ama 6 sene evvel 44 milyon dolar alırken, bugün 7.5 milyon dolar aldık. 99 puan topladığımız sezonda. Bu ekonomi bu hale geldiği zaman ve ana geliri yayın olan Anadolu kulüpleri ne yazık ki dış etkenlere açık duruma geliyorlar. Kulüplerini yönetebilmeleri için onları da anlıyorum. Biz özgür ve bağımsız futbol istiyoruz. Futbolun yönetiş şekliyle, sahadaki rekabetiyle futbolun dünya çapında olması için tabii ki devletimiz destek olacak. Bu statlar devlet olmasa yapılar mıydı? Sadece stat değil, milli eğitimin topa girmesi lazım. Spor bakanlığının girmesi lazım. Kulüpler Birliği, TFF…Topyekun ülke stratejimiz olması lazım. Helvayı yapacak malzeme biz de fazlasıyla var ama çok kısa bir rekabet içerisindeyiz. İnşallah bugünler geride kalır.
DEĞİŞİMİN KAZANMASI İYİ OLDU
Giden, geleni aratır mı? Başkanınız olarak şunu söyleyebilirim. Değişimin kazanması daha iyi oldu. Yıllar sonra o malum unsurları içerisinde bulundurmayan bir federasyon geldi. Fenerbahçe ilişkileri nasıl olur, bilemem. Bu saatten sonra söylemler değil, eylemler önemli. Sn. Başkan ve Yönetim Kurulunun arzuladığı ve yapacaklarını ifade ettiği gerçekten o adil iklimi sağlayabilirlerse bunun en büyük destekçisi Fenerbahçe olur ama gidenlerin sağlayamayacağı kesindi.
Bu federasyona malum kulübü ittirecek de diyemeyiz ama gidenlerin ittireceği %100 kesindi. O yüzden bu değişimin olması iyi oldu. O yüzden gidenin arkasından da konuşmak istemiyorum ama Fenerbahçe’ye büyük maliyeti oldu. Sadece onun değil, geçmişteki federasyonların da oldu. İfade edilen birlik-beraberlik ve bütünlüğü biz sağlarsak, enerjimizi birbirimize değil rekabete, çubuklunun başarısına ve bize yapılan haksızlıklara odaklarsak inanın işimiz çok daha kolay olur.
Bugün bu seçimlere karşı gelen kulüpler vardı. Bunu açık açık yapabilenler vardı ve bunlardan biri Fenerbahçe’ydi, biri Beşiktaş’tı. Fenerbahçe ve Beşiktaş camiaları gereken refleksi seçim öncesi taraftarlarıyla Federasyona yürüyüş yapsaydı, sizce aday olabilir miydi? İnsanlar açık açık tepki vermekten çekiniyorlar.
BODRUM’DAKİ SÖZLERİ HAKKINDA
Bodrum’daki toplantımızda miting lafını kullandım. Her şeyimizi cımbızla çekiyorlar. Onun önüne gelirseniz, dedim ki; arkadaşlar bugün bizim günümüz. Yönetim Kurulu üyeleri olarak Bodrum, Kuşadası, Antalya, Ankara, İstanbul ve muhtelif yerlerdeyiz. Çok davet aldık. Aramızda düşündük acaba hep beraber İstanbul’da bir şey mi yapsak bugünde; Fenerbahçe Mitingi. Yani bir taraftar buluşması anlamında söyledim. Tabii her daim yaptıkları gibi cımbızla çekip işi başka noktalara getirdiler. Burada da ne demek istediğimi umarım net bir şekilde ifade edebilmişimdir.
Sayın Başkanımız demin de ifade edildiği gibi inşallah maçlarda da bizlerle beraber olursunuz. Sadece futbol değil, diğer branşlarda da. Çünkü bunların hepsinde sizin emeğiniz var.
Sedat Şükrüoğlu Bey çok duygulandırdı beni. Yıllarca 1907 Yönetim Kurulunda beraber hizmet ettik. Şimdiden cuma günkü ameliyatınızın iyi, başarılı geçmesini ve en kısa zamanda sizi burada görmek istiyoruz. Bizzat da ziyaret edeceğim. Allah sizin de yolunuzu açık etsin. Uğur Bey de bizi duygulandırdı ‘son konuşmam’ diye. Tabii ki son konuşmanız olmayacak. Bugün sizi fiziken ve moral olarak düşük gördüm. Ama inşallah önümüzdeki günlerde toparlarsınız. Sizsiz Yüksek Divan Kurulu Toplantısı hatırlamıyorum. İnşallah ilerleyen toplantılarda da beraber olacağız.
Vefat eden üyelerimize bir kez daha başsağlığı diliyorum. YDK’ya gelenleri tekrar tebrik ediyorum, hayırlı, uğurlu olsun. 40. Ve 50. yılını kutlayan üyelerimize nice yıllar diliyorum. İnşallah hepimiz o seneleri hep beraber görürüz.
FENERBAHÇE’NİN YÜKSEK DİVAN KURULU MERTEBESİ BUGÜNE KADAR DAİMA YÖNETİMİN YANINDA OLMUŞTUR VE CAMİAMIZ İÇİN ELİNDEN GELEN DESTEĞİ DE VERMİŞTİR. BUNDAN SONRA BÖYLE OLACAĞINA CANIGÖNÜLDEN İNANIYORUM
Son olarak biz niye 4 kişi katıldık onu ifade etmek istiyorum. Sayın başkanımızla hafta içi bir toplantı yaptık. Biliyorsunuz seçimlerden önce Yüksek Divan Kurulu Başkanının tarafsız olması gerektiğini, Şekip Bey’in tarafsız olmadığını dile getirdim. Haklı, haksız, doğru, yanlış… Bu şekilde çalışmamızın doğru olmayacağını, hatta istifa etmesi gerektiğini ifade ettim. Beraber toplandık. Kendisine niye böyle düşündüğümü söyledim. Çünkü Fenerbahçe’nin eski sistemde en yüksek mertebesi, eski sistemde Cumhurbaşkanı, biz Başbakan günlük kulübü idare ediyoruz.
Yüksek Divan Kurulu da benim gözümde en azından Cumhurbaşkanlığı seviyesinde. Seçim dönemi dedim ki, ‘Kurul, siz üyelere telefonlar ediyorsunuz.’ ‘Hayır, etmedik’ dedi. ‘Tamam’ dedim. İkincisi, ‘Seçim bürosu gibi oldu YDK ofisi’ dedim, katılmadı, ‘Peki’ dedim. Ama şunu yapmamalıydınız dedim, ‘İki başkan adayının yarıştığı bir ortamda divan kurulu için de bir yarış oluyorsa Yüksek Divan Kurulu Başkanı orada aday olmamalıydı.’ Ona da, ‘Benim bilgim dışında önerge verildi’ dedi. Dolayısıyla asgari müşterekte biz buluşuruz. Yıllarca beraber çalıştık. Bugün buraya katılmamayı düşünüyorduk ama seçimden sonraki olumlu hava doğrultusunda da artık her şeyi geride bırakmalıyız. Geride olanlar geride kaldı. İnşallah Şekip Mosturoğlu başkanımız ve heyetiyle de güzel işler yaparız. Kendisi yeni yapmayı düşündüğü konulara değindi. Bayağı bir değişiklik. İnşallah onlarda da başarılı olur ve YDK olarak camiamıza taze kanla beraber yeni oluşumlar, değişiklikler getirir. Orada da Yönetim Kurulu olarak yapmamız gereken ne varsa yapacağımızı zaten kendisiyle yaptığımız toplantıda söyledik. O konuyu da artık geride bırakmak istiyorum. Çünkü Fenerbahçe’nin Yüksek Divan Kurulu mertebesi bugüne kadar daima yönetimin yanında olmuştur ve camiamız için elinden gelen desteği de vermiştir. Bundan sonra böyle olacağına canı gönülden inanıyorum.
Hepinizi sevgi ve saygıyla yönetimim adına kucaklıyorum. Başkanımız Sayın Aziz Yıldırım’a bir kez daha teşekkür ediyorum. Yeni başkanımızın Yüksek Divan Kurulu’na hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. İnşallah Sarı Lacivert başarılarla bir sezonu hep beraber geçiririz.’’